Çarşamba, Eylül 02, 2009

TÜRKİYE CUMHURİYETİ (CUMHURİYET)

Cumhuriyet kelimesi Arapça kökten 18. yüzyılda Osmanlı Türkçesinde türetilmiş bir isimdir. Bu kökten türeyen cumhūr ise "cemiyet, toplum, kamu" anlamına gelir. Latince respublica Fransızca république sözcüğünün Türkçe çevirisi olarak benimsenmiştir. Respublica 1640'lı yıllardan itibaren de popüler kullanımda "hükümdarsız devlet biçimini" ifade etmiştir.

Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. M.K. ATATÜRK. 1933 (Afet İnan, Atatürk Hakkında B. H., S. 251)

Düşünce Özgürlüğü, demokrasinin temel ilkesidir. Kimsenin müdahalesi olmadan her fert istediğini düşünme hakkına ve bu hakkın korunması gerektiğine, düşünce özgürlüğünün kimseye duyurulmadan sadece beyinde kalan bir soyut işlem değil, açıklama, ifade, tartışma, yayınlama özgürlüğünü de beraberinde getirdiğine dair açık toplumlarda bir temel uzlaşma ilkesi olmuştur.

Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. M.K. ATATÜRK.1923 (Atatürk'ün S.D. III, S. 71)

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli demektir; bir diğer ifade ile devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Cumhuriyet yönetimi bu niteliği ile şüphesiz ki demokrasi ilkesinin en gelişmiş şekli, demokrasi ilkesinin en iyi uygulanmasını sağlayan bir siyasi rejimdir

Cumhuriyet fazilettir. M.K. ATATÜRK.1925 (Atatürk'ün S.D. II, S.231) Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir. M.K. ATATÜRK.1924 (Atatürk'ün S.D. III, S. 74)

Cumhuriyet rejimi bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayar. Onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaz, Onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlar. Vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet teminatı altına alır. Cumhuriyet milli birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici ve pekiştirici olmuş, milli sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir yönetim haline gelmiştir. Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Şüphesiz ki Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde kendilerine bırakılan emaneti sürekli koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti'ni Büyük Önder'in çizdiği yolda sonsuza dek yaşatacaklardır.

Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep(birleşmiş) büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem(esinlenmiş) prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. M.K. ATATÜRK.1926 (Atatürk'ün S.D. III, S. 80)



Anonim

Not: Alıntılar Kültür Bakanlığı Web sayfasından yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Cengiz Üregen